Zihin-beden bağlantısı – Psikolojimiz ve fizyolojimiz nasıl birbirine bağlıdır?

Teknolojideki yeni gelişmeler etrafımızdaki ve içimizdeki dünyaya dair farkındalığımızı hızlandırıyor. İster mikro ister makro düzeyde olsun, bu ilerlemeler çeşitli olasılık ve merak alanlarına dair içgörü sağlıyor. 

Zihnimiz ve bedenimiz arasındaki bağlantının ayrıntıları halk arasında biraz gizemlidir. Bazı insanlar psikolojimizi ve fizyolojimizi hiç düşünmeden iki ayrı varlık olarak tanımlarken, diğerleri farklı düşünüyor. İster anekdotsal ister olgusal olsun bilgi arayışı yoluyla, birçok kişi zihinlerimizi ve bedenlerimizi hiper bağlantılı ve büyük ölçüde birbirlerinin bir ürünü olarak görüyor. 

Gerçekler 

Son zamanlarda zihin/beden bağlantısına, daha spesifik olarak zihin durumlarımızın organlarımızı ve bedensel işlevlerimize nasıl etki ettiğine ilişkin bilgimizde daha fazla gelişme kaydedildi. Pittsburgh Üniversitesi tarafından sağlanan sonuçlar, serebral korteksin belirli organlarla bilişsel ve nörolojik olarak nasıl bağlantılı olduğunu gösteren izole deneylerle konuyla ilgili farkındalığımızı artırdı; bu durumda strese tepki veren bir organ olan adrenal medulla.

Bu çalışmadaki bulgular beyinde adrenal medulladan gelen tepkiyi doğrudan kontrol eden kortikal bölgelerin bulunduğunu göstermektedir. Beynin medullaya giden nöral yollara sahip bölgeleri ne kadar fazlaysa, stres tepkisi terleme ve ağır nefes alma gibi fizyolojik reaksiyonlar yoluyla o kadar uygun hale gelir. Bu kişiye özel yanıt, zihnimizdeki bilişsel imaja ve zihnimizin bu imajı uygun gördüğü şekilde nasıl ele aldığına dayanır.  

Gelecek İçin Ne İfade Ediyor? 

Bunun bize söylediği şey, bilişimizin sadece beynimizin işleyişinden ibaret olmadığıdır. Beynimizin nasıl çalıştığını ve vücudumuzun hayati kısımlarına ne kadar kapasiteyle hizmet ettiğini ortaya çıkarır. Meditasyon yapan, yoga yapan ve egzersiz yapanların beyinlerinde daha fazla gri madde bulunduğu iyi bilinmektedir; bu, stresi, kaygıyı ve depresyonu azaltmak için çok önemlidir. Rüyalar o kadar gerçek ve canlı olabilir ki, terleme ve kalp atış hızının artması gibi fizyolojik reaksiyonlara neden olabilir.

Dale Carnegie'nin "Endişelenmeyi Durdurma ve Yaşamaya Başlama" gibi kitapları, endişenin nasıl hasara yol açtığına ve kontrol edilmezse sağlığımıza nasıl zarar verebileceğine dair kanıtlar tasvir etmiştir. Psikosomoz tedavisi, plasebo ve nocebo etkisinin yüksek kullanım oranlarına ve başarı oranlarına sahip olduğu modern tıpta oldukça yaygındır. Zihnimizin oluşturduğu ve durumlarının olumlu ya da olumsuz fizyolojik tepkileri teşvik etmede çok güçlü olduğuna dair diğer tüm kanıtlar.